Tekne Kedileri

İlk olarak Naviga Magazin’de yayınlanmıştır. © Naviga

Tekne Kedileri - Prenses1

Nedendir bilinmez, bazılarımız kedilerin yoldaşlığına bağımlıdır. Hayatı, çevresi, sosyal ilişkileri nasıl olursa olsun, yanında bir kedi yoldaşı olmadan resim tamamlanmaz bu grup için. Hayatımızın her alanında yerini alan kediler, teknelerimizde de yüzyıllardır bize yoldaşlık yapıyor.

Tarih ve arkeoloji, kedilerin insanoğlunun hayatına yaklaşık 10 bin yıl önce girmeye başladığını işaret ediyor Bilim adamları, Afrika yaban kedilerinin Mezopotamya’daki ilk insan yerleşimlerine kemirgenler, tarafından çekildiğini ve Neolitik çiftçiler tarafından evcilleştirildiğini varsayıyorlar. İlk çiftçiler ve evcilleştirilmiş kediler arasındaki bu karşılıklı ilişki binlerce yıl sürdü. Tarım uygulamaları yaygınlaştıkça, evcilleştirilmiş kediler de yayıldı.

Yerleşik hayatın artması, ticaretin ortaya çıkması ile birlikte, denizcilikte de mesafe alan insanoğlu milattan önce 2000-1000 yılları arasında deniz yoluyla ticaret yapmaya da başlar. Tahıl taşıyan gemilerin kemirgenler tarafından istila edilmesinden dolayı da, denizciler önlem olarak kedileri gemilerde istihdam eder. Tarihi bulgular, Yunan, Etrüsk, Kartacalı ve Finikeli deniz tacirlerinin gemi kedilerinin zaman içinde tüm güney akdenize yayıldığını gösteriyor. Gemilere, belirli bir görevle, tayfa olarak katılan kediler kısa zamanda gemi hayatının bir parçası haline gelir. 

Tekne Kedileri - Denizcilik kulturu

O yıllar, gemiciliğin zor, hatta ölümcül bir meslek olduğu zamanlardır. Seyirler uzun ve zorlu, koşullar yorucu ve korkutucudur. Zaman içinde, gemideki asli görevi kemirgenlerle mücadele etmek olan kediler, denizcinin hayatını yol arkadaşı olarak da paylaşmaya başlar. Öyle ki, 16 yüzyılda hiçbir gemi, kedisi olmadan limanı terketmez hale gelir. 

Kedi insanları bilir, kediler kerameti kendinde saklı, biraz gizemli ve mistik canlılardır. Bazı mitolojilerde tanrı olarak kabul edilip, tapılan kediler, büyülü hayvanlar olarak ün yapmıştır. Dolayısıyla batıl inançları yoğun denizcilik kültüründe de kedilerle ilgili sayısız efsane ve batıl inanç ortaya çıkmıştır.

Gemilerde kediler, zeki ve şanslı canlılar olarak kendilerini kabul ettirdiler ve denizciler için gemi kedisinin mutlu edilmesi çok önemli bir konu haline geldi. Tekne kedisiyle iyi geçinmeyen denizcinin başına bir bela geleceğine inanılırdı. Gemide bir kedinin bir denizciye yaklaşıp, sokulmasının, o denizciye şans getireceğine, ama yaklaşırken birden geri çekilmesinin de kötü şans getireceğine inanılırdı.

Tekne Kedileri - unsinkable sam3

Kedilerin gemileri tehlikeli hava koşullarından koruyabilecek mucizevi güçleri olduğuna da inanılıyordu. Bir başka yaygın inanış da, kedilerin kuyruklarında saklanan sihir yoluyla fırtınalar başlatabilecekleriydi. Bir geminin kedisi düşerse veya denize atılırsa, gemiyi batırmak için korkunç bir fırtına çağıracağına ve olur da gemi o fırtınayı atlatsa bile dokuz yıl boyunca kötü şansla lanetleneceğine inanılıyordu.

Bazen balıkçıların eşleri, sihirleri ile denizdeki kocalarını korusun diye kara kedileri evde tutarlardı.  Diğer inançlar arasında, eğer bir kedinin tüylerini ters yönde yalaması, kuvvetli bir fırtınanın geleceği, kedinin hapşırması, yağmur ve kedinin hareketli, neşeli olması ise rüzgar geleceği anlamına geliyordu.

Bu inançlardan bazılarında gerçek payı da vardır.. Kediler, çok hassas iç kulak yapısına sahip oldukları için, küçük atmosferik değişimleri bile bir sonucu olarak havadaki küçük değişiklikleri algılayabilirler Fırtınalı havanın yaygın bir habercisi olan düşük atmosferik basınç, kedileri genellikle gergin ve huzursuz yapar. Kedileri iyi gözlemleyen denizciler, kedinin olağandışı davranışlarını tespit edebilir ve yaklaşan bir fırtınayı tahmin edebilirler

Yorum Yapın